18 Temmuz 2016 Pazartesi

Bir Düğün Gecesi

                       karaktere ithaf edilir mi; edilirse; Bir Düğün Gecesi'nden Tezer'e; 


"İntihar etmeyeceksek, içelim bari!".

Dilek anlamadı. Bense Adalet Ağaoğlu'nu düşündüm. Elimde Bomonti şişesi. Dedim; "Hadi 90'lar yapalım, kendimize;" Açtık oradan Emel Müftüoğlu; Hovarda.; Tayt giydik; başımıza bandaj bağladık, makyaj yaptık deli. Eren yoktu. Evde ben, Dilek vardık. Dün gece çok korkmuş dilek. Boyuna anlatıyor. Dinlemek istemiyorum. Benimse aklım abdurrahman'da. O zaman dedim kendime. Bir Düğün Gecesi.! Evet o kitap benim kitabımdı. Ben Tezer'dim. Çöken, çürümüş, bencil, ayyaş, gerçi orada koskoca bir darbe geçmişti. Dilek, Feridun Düzağaç açtı. Ergenliğimize Ağıt. Ouz'a ağıt. "Ouz çok severdi" dedim dilek'e. Kimi? Feridun'u. Şimdi dinliyor mudur bilmiyorum? İçim kasıldı. Kavun kestim dilek'e. 

Seçil önermişti bana bir düğün gecesi'ni. Edebiyatımsı bulmuştum ilk okuduğumda. Uzak gelmişti. Sonra; Kovulmadan önce gittiğim yazma kursunda; öykümü başarılı bulan ünlü yazar; "Sen bir düğün gecesi'nden fırlamışsın" dediğinde; tekrar okudum. 

Sahi ben her yerden kovulan, beni sevmeyen siz düzcinseller; Viva la vida; siz kendinize bir hayat biçenler, siz bu memleketin çürümüş aydınları, bizi yenik düşürdünüz; bizi ezdiniz, bize bırakmadınız, Hey bill! Bu ülke; kirli çamaşır sepeti; ARÇELİK - BOSCH; 

Bu gece sarhoş olma zamanı; Time of Darbe. "Ağlarsan Düşerim" diyor Feridun. Dilek, suskunlaştı. Dilek gelmeseydi; Cavit ile grup yapacaktık. Hiç tanımadığım biri arkamdayken hiç tanımadığım biri siki ağzımda olacaktı. Kabul ettim hiç düşünmeden. Ama Dilek; "Korkuyorum, yanına gelebilir miyim?" dedi. Ya da buna benzer bir şeyler. Gittik bir önceki gün; kalabalıktan yaptığı satıştan sonra supermarket olması muhtemel marketten; içki aldık. Adam; "geç kaldınız" dedi ama siz tanıdıksınız" diye de ekledi. 

her yere yetişilir; Hiçbir şeye geç kalınmaz ama  

"Eğer adam biraları vermeseydi; memeleri dokundurtman karşılığında bize biraları verir miydi Dilek?" dedim.  Dilek "değişme" dedi. Bana hep böyle ol. Hep GÖT. Hep patavatsız. Güldük. Memelerine bakıyordu Dilek. 

Abdurrahman aradı. Gündüz konuşmak için; aslında yardım istemek için ben aramıştım. Ağladım telefonda. Yaparız sandım; O gece aramamasının nedeni; aranacak bir önemin olmadığıymış. Eren'i de aramamış. Daha da ağladım. Ben demek ki onun için herkesmişim. Dilek'i kovmak istedim. Feridun "Birgün aklımı bulamayacağım" diyor hala. Peki dedim; "eğer ben seni hiç arayıp sormazsam, hiç demez misin? Tarık'ın arkadaşlığı önemliydi, ona ihtiyaç duyuyorum demez misin?" Ben iyi olacaksam önemli değilmiş. 

Televizyonu açtı Dilek. Dayanamadı. Korkuyoruz; Biz aydınlar; biz solcular; yarım ağızlılar; kemalistler; biz yerden göğe haklı olanlar bizi korkttunuz; aferin size; hey bill, 

Kızılay kalabalığı gösteriyor televizyon. Feridun kızacak bize. Emel müftüoğlu da. Herkes kızacak. Ağlamam durmuştu. Dilek'e anlatmadım. Eren'e de anlatmayacağım. 

kalk git artık Dilek! Ouz'u arasam mı? Kız arkadaşı var mıdır? İntihar etmeyeceksek...?

Dilek gitti. Kaan aradı. Bu gece; yalnızları yoldan toparlayan onlara kahve yapan mami rolünü oynayacağım. Kaan; Kinem'i çok seviyormuş, yarın doğum günüymüş Kinem'in, lafın nereye geleceğini anladım; 

Hey Bill; bak bize ne yaptın? En solcumuzu acınır hale getirdin; Çürüttün bizi Bill, Sınıf mücadelesi, Bill, anla; Emek; Kaan'ın suratına bira şişesi geçirsem mi? Sonra Ouz; Sonra Cavit ya da; bacak omuza Cavit; bir elim öbürünün sikinde boşaltmak isterken; Kaan; Komünist Parti; sahi devrim vaktiyle bir ihtimaldi; Kaan; ANLA; Anla; 

Verdim. Para. Erkekler dedim; ya  para istersiniz benden ya da sikmek. Aylarca aramayıp bugün araman ben de "olaydan" sandımdı. Dedim. Bu gece lafımı sakınmak yok! Mazzy star; "kayboldum içinde" derken; Kaan'a son bir kahve yaptım. 

Bir gece abdurrahman uyurken; yastığının baş ucuna para koymuştum; üstünü örttüdüm; O, Memleketin otogarları kokuyordu;  o gün hastaneye yürüyerek gelmişti. Sonra; son görüştüğümüzde; "ben sana o günkü parayı vereceğim" demişti ilk fırsatta. Bekliyorum; o parayı vermek için; arayacak mı beni? Eğer verirse; kendime hediye alacağım o parayla; onun yapmadığını yapacağım; bana yapmadığınızı! 

Bana yapamadıklar! birikim yaparım olmadı; beyaz eşya alırım; borsa oynarım; Starbucks'a giderim; parfüm alırım; ama kendime yalnızca kendime harcarım; Münevver'in yanına giderim; Yusuf belki; Amasya'ya giderim; ayakkabı alırım; akıllı telefon alırım; Gizem'in düğününe çeyrek alırım; kupa bardağı alırım; Takım elbise; gömlek alırım; 

Kaan'a bozuk attım; zaten o da gitti. İstediği paraydı; arayıp zamanımı almasına gerek yoktu; verirdim. 

Abdurrahman ve Sikko Nuri Bilge'nin ta fransalardan ödül alınca kullandığı en güzel cümle "yalnız ve güzel ülkem"  için bir kez daha ağladım. Koltukta uyuyakalmışım. 

Ouz'u arasam mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder