29 Mayıs 2014 Perşembe

Düzelemeyeceğim

Ayhan aradı. Sevişeceğiz. 


Mahir Ünsal Eriş bitirdim. Harika bir öyküsü var - aslında çoğu harikaydı - "Kimi sevse gülseren" diye, kendimi yakın hissettim o öyküde aptal Gülseren'i. İçim titredi. Hasan'a mesaj attım, cevap gelmedi. Gülseren'de ben de sevmeye açız, sevilmeye değil, sevmeyi sevilmek için kullanıyoruz. 

Ayhan'la telefonda seks yaptık. "Bir hayatımız olsun" dedim. o "ne yapalım evlenelim mi?" dedi. " Hayır, yani, çay içebiliriz, (ben onunla içmedim hiç çay. İstemedim belki de.) yemek yeriz, Dikmen Vadisi'ni dolaşalım en azından" dedim. Sesi s.kinikaşıyanel kokuyordu. "Aşkımm seni düşünüyorum" dedi. Anladım. Bitmesini bekledim. bitince de nezaketen olsa gerek beni Bodrum'a götürmeye söz verdi. Kapatırken de pis pis bir de "ıslak ıslak deneriz şu işi" dedi. Birkaç gün önce de mısırcı terketti beni. Berbat bir yerde kalıyordu. Çekyat iğrençti. Yapamadım. Üstelemedi. Aramadı da bir daha. Meydan'da mısır satıp yenilerini bulacak. 

Bugün Gezi tarihi. Ankara'da başlangıç tarihi. Biber gazından Kolej de sıkışmama iki gün var. Öleceğiz lan burda diye bağırmama iki gün. Kuğulu'da Direniş var çadırlarımıza da 5 gün. Eren'le sevişmemize 7 gün. geçen sene bugün. Polisin gelip de çadırımı yıkmasına da 8 gün. 

Döşeğimde ölürken'i izledim. Kitap kadar olmasa da olmuş bir film. Sonuçta bilinç akışı tekniğiyle yazılmış bir kitabı filme almak zor olsa gerek. O zor işin altından kalkabilmiş bence Franco.( Filmle ilgili bir sürü yazı var bloglarda, burası "okuduklarımı, filmlerimi paylaşıyorum, çok kültürlüyüm" blogu değil. gidin oralardan okuyun. Ki zaten iyi bir yazar olamayacağım, olan olmuş, çok iyiler var, Paneller, söyleşiler düzenliyorlar. Ben sadece kendi payıma düşenleri az az veriyorum. Burayı "seks günlüğü" şeklinde de değerlendirebilirsiniz. En iyisini siz bilirsiniz.) Döşeğimde ölürken'i bir daha okuyacağım. Anse karakteri oscar almalıydı. Vernon Toll da evet şişmandı ve beğendim. İyi yürekli komşu. 

Düzelemeyeceğim. İçimde bitmeyen bir tıkırtı. Şizofrenler ses duyarlarmış, merak ediyordum nasıl sesler acaba? Virginia woolf da duyardı. yazmaya bu yüzden başladım. Artık okunmak bile umurumda değil. Sadece içimdeki tıkırtı sussun. Buradaki adamlar gibi "ne vardı birader?" diyecek kadar önemsiz olmak istiyorum. Kaba. Nobran. o zaman bırakırım. yazmayı da okumayı da. Göbek bağlayıp dizi izlerim. Ayhan'la da sevişmem. Günah. 

Düzelemeyeceğim. Burcu'yla kavga ettik. Başım ağrıdı. 12 saat uyudum sonra. "sana güvenmiyorum, oradan bakması kolay, götünü kurtardın sen, şimdi beni mi eleştiriyorsun? Sen de bu kampta neler çektin?" dedi. Ben yalnız bir kadınım. Suratıma otuzbir çeker gibi bakan erkeklerin biriyle yatmayı reddettiğim için çekiyorum. Ama kamp, peki çocuklar, onlar için çalışmalısın bence burcu. İnan bana sandığın kadar götü kurtarmış değilim. Kendinle bu kadar meşgul olmak dünyaya haksızlık. Camus'a. bak ne demiş varoluşçu güzel biraderimiz. Kendini kurtaramıyorsan, başkalarını kurtar. İntihar etmen için ille de ölmen gerekmez. 

Burcu beni aramaz. bilirim. Mısırcı da aramaz. Burcu artık duygularını boşaltamayacağını anladığı için aramaz, mısırcı da döllerini. Burada iyi değilim ki. Psikolog Diren Hanım çalışmıyor diyor. doğru. Çalışmaya kalksam da bir sürü bahane sürüyorlar önüme. Burcu çocuklarla yakan top oyna demem beni güvenilmez yapmaz. Mahir Ünsal oku o zaman. Gülseren'e sen de acırsın belki. 

Çingeneler yazım yine kaldı. Affet okur. (kimsen artık?) Öykü yazmaya başlayacağım. Çabalayacağım. 

Burada biri var. Y.'ye benziyor. Fiziksel olarak değil. Hareketleri, mimikleri, yüzündeki jestleri. Sigara içişi bile. Kalem odasına bir anda girip, "Pardon, ben hastamızın.. şey,, " gerisini getiremedim. takıldım. içim titredi. kekeledim. Yüzü. Şaşırdım. Bozmadı o istifini. Memur olmamın kuralları. Bir: Hiçbir şeye şaşırmayacaksın. Yüzyıllardır oradaydı o. Yüzyıllardır tek işi olan evrak imzalamayı yapıyordu. Umarım yine bir aşk vakası yaşamam. Bıktım heteroerkeğeeşk besleme durumlarından. Hiçbir heteroseksüel erkek masum değildir. O zaman bıktım korkakerkeğeaşk besleme durumlarından. Onu tanıdıkça buraya yazmayı düşünüyorum. Yeni bir kahraman doğdu: Özcan. Memurmen. Gelip beni kurtacak bu kerhaneden. Kırk tas su döküp evinin kadını yapacak olan bir kahraman olacak ilerleyen günlerde.

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Yazılamamış bir Çingene Ağıdı

                                                   SOMA İŞÇİLERİNE;
           

Ayhan gelmedi. Sevişecektik. Haftasonu uzun. Yataklarımıza çıplak uzanıp sarılıacaktım ona. İhtiyacım vardı. Çok. Israrımı anlamadı. Önceden daha serttin şimdi niye bu kadar istiyorsun kız? dedi. Sustum. Birine sarılmaya istencimden katlanacaktım sana diyemedim. 
Neden Soma'ya gitmediğime kızdım, kızdım sonra birçok şeye, Sosyal Hizmet Uzmanlar Derneği denen o kendinden menkul Cehapeli Dernek başkanına maillerime cevap vermediğine kızdım. Halbuki Gezi'de dernek ofisini beklemek için ne de çok arardı. İğreniyorum. İkiyüzlü olmalarından. Hepsinin. Telefonda seks yapalım diyor. S.ktir ulan git dokuzyüzlü hatları ara! Kendilerine güvenlerinden. ikinci el metres yalnızlığı bu benimkisi. O derneğin çağrısıyla değil de kendim kalkıp gitseydim Soma'ya. 
O kadar kişiyi aradım ki bir haftadır. Erdal'dan başlayayım. Mülteci Kampındaki ekip başkanımız. Kızılay. Hani Türk olanından. geleyim dedim. İzin almak zor olur. Başhekime çıktım. İyi düşünmüşsün ama yazı gelmeden bir şey yapamayız, bir de sen aday memur... Basın açıklamalarına da gidemedim. Sersem gibiydim Amasya'da. Zeki'ye kaçmak istedim. Onunla basın açıklamalarına gitmek güven veriyordu hep, aday memur olsam da. biriyle tanıştım sonra. Maveraünnehir nereye dökülür? dedi. Çok konuşuyordu, sıkıldım. Solgun bir halk ayaklanmasının kalbine dedim. Sustum. 
Erdal tebrik etti beni. Çok duyarlıymışım. Kurtulmuşum. Sağlık Bakanlığı iyi gelecekmiş bana. Doktorlar bizi eziyor Erdal bey, Erdal Mülteci kampında kendisine yavşadığımın farkına varmış olmalı ki sesi seks kokuyordu, titrek ve bir incelip kısalan bir ton. Anladım. Bir gün gelebilirmiş Amasya'ya. Ararmış beni. Erdal seni bunun için aramadım ki, ama gel, gel de senin de sofrana meze olayım, senin de göbeğinin ağırlığını arkamda hissedeyim tiksineyim hemen. Sıra ben de diyerek korkutayım seni. güleyim. Sarılmak nedir bilmeden git duşunu al Erdal, sevgili başkanım iken kalkan resmiyeti duşta iyi temizle, 
Soma yandı lan! somayandılan. sormayankalmadı. 
Ne çok özledim bu hafta birilerini. Aramak istedim. Kurtarın cinnetimden beni, burcu aradı. Mülteci kampımda mutluydum ben aslında diye bir cümle kurdum. Hah! Birgül Oğuz okudum. beğenmedim. Ukalalık ettim. Hah! Yas tutacak o kadar şeyimiz oldu ki birgül, ı've got a in my mind dedi hep lana bu hafta. deneyeceğim zor olsa da dedi. 
Samsuna'a kaçtım. Otogarda tanıştığım biri arabasına attı beni. Oral istedi. İğrendim. Yaptım. Mısır satıyordu. Kokuyordu pis. Ölsem ben, 
Kör Baykuş'a başladım. Yaralar vardır diyor, yaralar. Sadık Hidayetim bu gece. Sadık Hidayet. Lana Del. ı just ride. just ride. 
Kitap tanıtımları yapacaktım ben bu bloğa. Ahmet büke'nin buluttan buluta öyküsündeki roboski simgesini anlatacaktım. 
Sonra bir taslak halinde bıraktığım hastanede karşılaştığım çingene ağıtlarını yazacaktım. Yazamadım. Başarısız bir imgeyim ben. 
Soma Halkı. Yanındayım. Soma. yan. yan.ımda. yım. 
Kelimelerim bir daha düğüm düğüm olmasın. bir daha bu kadar kenetlenmeyeyim acıya. 
Bu ülkenin vicdanı nehirlere, iş makinelerine akmasın. 
Sinan. uzun konuştuk
 Hasan bir de. konuşacağım. 
Özge mail attı. biliyordum. Hissetti beni. 
Tuba aramadı. Erkeğiyle yine başı dertte. Şimdi soma dışında düşünebiliyorsun başka bir şey diyeceğim ona. konuştuğumuzda.
 Münevver. Kurul toplantısındaki iğrençliklerden bahsetti. Her yerdeler. biliyorsun dedim. Yeni bir şey değil. 
Erdem dönmedi daha ruh sağlığı merkezi'ne. Nadide bile kötüydü. 
Burcu. Kaçtı. Tatile çıktı. 
Ya ben. ben. ben. 
Döşeğimde ölürken'i beğenmemiştim. Faulkner'indi. Haksızlık etmişim sana, neden şimdi başyapıt bir eser dediklerini anladım. 
Germinal'i söylemiyorum bile. 

Benim annem bir balık!
                          Döşeğimde Ölürken.


İyi bok yedin Türkiye! 




3 Mayıs 2014 Cumartesi

sayıklamalar

                                                       gizem akdeniz'e
      Mutsuzum. nedeni yok, zaten bir nedeni olmasına gerek de yok, hatta bu cümleyi durmadan bir yerlere yazmaya da gerek yok ve sanırım bunu hep söyleyip duracağım, dır dırcı kadınlar gibi. Dır dır. kadına has değil sadece bunu belirteyim de bir aktivist oleraktan. sonra kızmasınlar. mutsuzmuş, "kim mutlu ki kim sanki ne anlamış mutluluktan" demiş edip abimiz. evlerden çıkmıyorum, gereksiz buluyorum. Sinan'la konuşuyorum, gazeteci olma hayalleri kuruyoruz. Çok sevdiğim dernekte işe girememenin hıncını paylaşıyoruz. Son kararım gazeteci olmak.
      Hamide'yi okuyorum tek. bir de öykü bazen. üstelik çok da zamanım var. Hastanede zaman öldürüyorum, öldürmeye de devam edeceğim. ikinci el bozuk bilgisayarlarda kısıtlı zamanlarımda da buraya yazmaya devam edeceğim. Hastanede giremiyordum çok, blog kapalı oluyor. bilgisayar almalıyım. İstemiyorum. Kağıt var. Kalem. Kurşun. Burcu'yu özlüyorum, çocukları. Kamptaki fotoğrafları google da arama çabam da boşuna olacak. Zaten sadece bilmem hangi bakanın ziyareti esnasında çekilen fotolar, haberler. Samimi olmayan. Yok artık sıkılıyorum, edip baba. 
      Biri hastane o kadar rahat ki rahatsız edici bir rahatlığı var oranın demişti. haklı. Ülkenin saç döktüren işsizliği karşısında rahatsız olmaya şikayet etmeye hakkım yokmuş gibi hissediyorum. Sigortam tam. Memur. 
      İntihar planları kuruyorum. Ölürsem Nadide Hanım ne düşünür acaba? Ruh sağlığındaki psikiyatr. Niye diğerlerini düşünmüyorum da Nadide Hanım? Şizofrenlerle keyif alıyorum, çok gülüyoruz, seanslarım çok iyi geçiyor, yarı zamanlı görevlendirilmem de koşarak gidiyorum oraya. MutlusaygıdeğerTarık Bey'im orada. Onların anarşist kendinden tavırları çok hoş. Biri bir anda sıkıldım ben deyip çıkabiliyor mesela, biri bir kelimeyi senin anlamadığını düşünerek bastıra bastıra söylüyor. Suriye'deki savaşı halen Irak sanıp, büsbütün buraları Iraklı bastı diyor. Saldırgan oldukları yalanmış, bir önyargıymış, hiçbir şizofren saldırmazmış sadece onunla alay ettiğini ve onu anlamadığını düşününce tepki verirmiş..Sanrılarını azaltmışlar. İlaçla kurtulmuşlar ya da bir süre. Oradayken öldürmüyorum kendimi. Sonra plan yapıyorum. Yeşilırmak'a bıraksam kendimi. Ama pis bir nehir. Asi nehri gibi. bu ülkenin nehirleri pis böyle. Katilam kokuyor nehirler. Üstelik öyle her şeyi göz önünde yapmak? Kredilerim var. Erteliyorum bir süre. Münevver'le konuşuyoruz. Konuşmamız artık suya yazar gibi. otuzbir çeker gibi. bir anlık. sonra cehenneme devam ediyoruz. 
     Ankara'ya gittim geçen. Mutsuz olmamın nedeni Eren'in sevgilisi olması belki de. ben onunla sevişme hayalleri kurarken o zaten kadınlarla sevişiyor. "aşık değilsin bence sadece ben mantıklıyım senin kafana göre, üstelik belki de ben sana öfkeli davranmıyorum, o yüzden bu kadar hoşlanman" ne sanıyorlar kendilerini. Doktor olacak. 4 çeşitli yemekhanelerde yiyecek yemeğini. bilmem kaç tl alacak maaşından, yalaka sekreterler peşlerinde. Yatağan işçilerin direnişine gittim. cılızdı. ah tekel zamanı. Ezgi'yi hatırlarım. neden hep direnişlerde? hep öyle olacağız sandım ne yapayım, ben hep Ankara'da Ezgi de hep direnişlerde eylemlerde gelecek ankara'ya, simit cafelerde bayat çay içeceğiz sandım. o babaevine döndü ben de atandım işte. 
      Sinan iş bulup yer yapacak bana, belki bir köşe. sonra para kazanırız bırakırım. "siyasi yaz taro, bu ara moda". Gizem hakkında yazacaktım, çocuk lan daha o. Penisin nasıl kalkar.? nasıl? Sonra öldürülen transı kaldırmayan ambulans şoförünü. Günah demiş. Günah o yıllarca başımızın belası sikin. tahmin edebiliyorum ambulans şoförlerini. bizim hastanede de var. yazamadım haklarında. durup düşünecek vakit bulmak istemedim. bira içtim şereflerine. Gizem çocuğumun. Akademi belki. Van'da Felsefe yüksek lisans. gelecek hayalleri neden kapımda sürekli. Anı yaşasam ya. bak şehir güzel. dolaş. sevin. telefon al küçük burjuva. 
      Buraya şarkı paylaşacaktım daft punk instant crush ama kullanmayı yeni öğrendiğim için paylaşamıyorum. Ya da paylaşabildim mi? böyle ortada. yaşam beceriksizi. Kurşun kalem silgisi. Hamide'yi de bunun için aramak saçma. Gerçi Hamide'yi aramak genelde saçma değil mi? ya kapalı telefonu ya da meşgul. bilinmez. giz. bir zamanlar ben de öyleydim. şimdi tıkır tıkır işleyen bir iş hayatım ve mutlaka telefonda geri döndüğüm arkadaşlarım var. 
      İstediğin gibi olmuyor. bu şarkı da "hammudi"ye gelsin. çok güzel dans ederdik onunla. turuncu kafalı çocuğum benim. 
     Yazmak güzeldi. Okuyanları da bilmek istiyorum artık, kim okuyor, azsınız biliyorum, güzel yazamıyorum, pohpohlanmak istiyorum bu ara, Bağımlı kişilik bozukluğu. sürekli övgü isteyen, takdir, ilgi. açılırmış çiçek gibi.