18 Aralık 2015 Cuma

koca yaşlı şişko dünya

                                         sanki hiç bitmeyen otobüs durağı gibi kalırdım.



    Küçükken edip cansever çok okurdum. Öyle bildiğimden değil. Yani ablamın kütüphanesinde başka kitap olsaydı, başka şairin yine okurdum. Edip Cansever'i de anlamamıştım zaten. Katıldığım edebiyat atelyesinde, edip cansever'in değerini anladım. Sonra facebookta filan çok paylaşılınca kızdım ona. 
    Bir sosyal hizmet uzmanı var. fotoğraf çekiyor. Tutkusu. Onu sevmiyorum. Ama tutkusu olan her insan bana cazip geliyor. Geçenlerde Eren demişti. bizim bir tutkumuz var mı? Çok düşündüm. Benim vardı. yazmak. Aslında tutku değil, uzun süre kullanıp da birden kesince ruh sağlığını bozan bir antidepresan gibiydi yazmak benim için. Eren'e söylesem gülüp geçerdi. Çünkü insanlara müzik yapmak, fotoğraf çekmek, resim yapmak, jimnastik ya da, tutku gibi geliyor da yazmak bir türlü o kategoride değerlendirilmiyor. Kolay olsa gerek. Yani ulaşmak kolay. Bir kağıt ve kalem. yeterli, öyle karanlık odalara gerek yok. 
Ara ara ben de kayıyorum. Yazmak mı? herkes yazıyor ve bence Auschwitz'den sonra yazmak çılgınlık. Adorno'ya katılıyordum. Graffiti'ye merak salıyorum, resime, fotoğraf için param yok. sonra tekrar dönüyorum yazmaya. 
     Çünkü gerçekten beni başka hiçbir şey rahatlatmıyor. kendimi öldürmemin sebebi bu. önceden öykü yazmak da isterdim. Şimdi sadece yazmak rahatlatıyor beni. Birilerinin okuma düşüncesi, çok güzel. 
      yazınca yapamadığın her şey gözünün önünde beliriyor. Ne bileyim sevişemedğim adamlar, onları abartıyorum bazen. Gizem "algı çarpıklığı" diyor buna. Bense oyun. İçimde herkese karşı bir oyun. değiştirme istenci. 
     küçükken pokemonculuk ya da zeynacılık oynamak gibi. Hep zeyna olmak istedim ama Zeynanın yanındaki gabriel oldum. Pikachu'ya bu kadar anlam yüklenmesi de saçmaydı. Daha iyi pokemonlar vardı. O oyunlar da kendimize dünyalar yaratırdık. Sonu Leyla'yla kavga olsa da. 
       Yazma konusunda da anlamadığım bir şey var. Kimse için yazmama rağmen birilerini okuma düşüncesi, yazılarımdan bahsedilişi ne kadar bu kadar mutlu ediyor, ego tatmini. Bunu istememe rağmen. 
     Orada biri varsa eğer, sadece biri var olup, ona yeni bir şey kazandırıyorsam, ne bileyim simidini daha iyi yiyorsa, ya da birazdan yazacağı evrağı mutlu bir şekilde yazacaksa; bu yeterli. 
     Acı çektiğim zamanlarda çok yazıyorum. Çok. çok da sigara içiyorum. Durup insanlara bakıyorum. Bugün otobüs durağında çok bekledim. Soğuktu. Karşıdaki tesisatçının güleç yüzüne baktım. Arkamdaki oto tamircisi de yeni açıyordu. Hepsini yazmak istiyorum. duruşlarını. Bakışlarını. Oto tamircisi bok baktı bana. Dışarıdan kendilerine benzemeyeni gördükçe,  "bunu siker miyim?" acaba diye düşünmeleri. Hiçbiri Ayhan dışında yatakta iyi değil. cinselliğe bakışları sadece girmek, sokmak, şeklinde. Dokunmayı bilmiyorlar. Hamide bunun beni aşağıladığını düşünüyor. Aslında onlar kendilerini aşağılıyorlar. 
     Kıskandığım insanlar yok mu? keşke şunun gibi yazsaydım dediğim, Hamide var mesela. 
      ben bölünmek istemiyorum
      yerinden yönetim istiyorum
yazmış. enfes. büyük yazarlardan kıskandığım da var. Hasan Ali toptaş mesela. Kıskanıyorum. 
      bugün oto tamircisine oral seks yapmak istedim. 
      ben de böyle yazıyorum.
şenayizneayrıldı onu da kıskanıyorum. 
      dün bankacının masasına çıkıp bacaklarımı açıp, bankacının içime girip canımı acıtmasını istedim. Çok güzel bak. İçimdekini yazarken rahatlıyorum. 
      dün sevişmeden sadece bankacının penisiyle oynamak istedim. 
      şişmanlarla seks çok da duygusal olmaz. 
Koca yaşlı şişko bir dünya burası. 

Belki memursun, fahişesin - ki okumazlar fahişeler - ya da yazarsın, birazdan kendine bitki çayı yapacaksın ya da odana girecek olan çalışanın var, belki kalabalıksın okurken, gizli gizli okuyorsun belki, korkuyorsun. Erotizmden. 
Dernektesin belki, savunduğun insanlar var, sıra bekliyorlar, 
her ne isen beni okusan da okumasan da beni rahatlatan tek şey yazmak. 
Bankacının masasında girmek ve sokmaklı cinsellik yapmak gibi. Sevişmeden. 

Koca yaşlı şişko dünya. 

2 yorum:

  1. bir buçuk saati blogunuzda geçirdim, daha da okurum herhalde.çok güzel yazıyorsunuz ve çok güzel gözleriniz var.

    YanıtlaSil
  2. teşekkür ederim, motive ettiniz gerçekten. aynı zamanda mutlu ettiniz.

    YanıtlaSil