9 Eylül 2015 Çarşamba

Herkes Kadar

    

Sen Hiroşima'da hiçbirşey görmedin! Sen Hiroşima'da hiçbirşey görmedin!
                                                                               Hiroşima Sevgilim

Sanırım intihar edeceğim. Küçükken intihar fikri bana bir rahatlık hissi verirdi şimdi ise korkutuyor. Bence hayatı fazla önemsememek gerek, saçma. 

Kuzenim Mervan, Merhaba ben Tarık, Tarık sen misin? Nereden biliyorsun? Seni duymamak mümkün mü? Sırıtıyor, Yakup'a bakıyor, yakup başını eğiyor, Yakup'a benziyorsun sen de, bu sefer ben sırıtıyorum, sigaradan çekiyor, 

Yusuf'u günden güne özlüyorum. Nenem ölmüştü bir keresinde, her sabah bana elma verirdi okula giderken. Öldüğünde üzülmemiştim. Hatta güldüğümü bile söyleyebilirim. Sonra her sabah elmaların tadını unutunca nenem aklıma gelmişti. Öyle bir duygu. Yusuf'la beraber gittiğimiz sahafa uğradım. Kitap kokusu. Yusuf'un izini aradım. Behçet çelik gördüm. "Herkes kadar". O harika öykü kitabı benim gibi buralara düşerek yolunu şaşırmış olmalı. İkinci el. Sayfalarda gezdim. Bir şey aradım. Bir çizgi. Ödenmiş fatura. Ya da hediye notu. "Halkevi'nden Özgür" yazılı bir şey buldum sadece. 80 Dönemi gibi. Güldüm. 

Zaten artistliğinden cezaevinden çıkman anlaşılıyor, ay ne güzel haklarını savunman ne cici, senin gibi orda burda göt vermiyorum en azından, doğru gardiyanlara siktirmekten oraya buraya düşmüyor sıra, sus tarık, ne var ya adama bak eve geldiğimden beri küçümsüyor beni, feodal dümbük, siktirin gidin ulan, hiçbiriniz bir boka yaramazsanız, kızkardeşinizi 15 yaşına gelmeden evlendirmeye göz yumup buralarda özgürlükçülük oynarsınız, 

Mavi'nin gözleri camdan yansıyor. Daha da parıldıyor. Bu adamı nasıl istiyorum? O beni istemiyor ya  da kıvırıyor. Yan tarafta bir adam ceviz yiyor. Mavi, ondan ceviz istiyor. Buralarda böyle herkes pervasız, sınırını bilmiyor, herkes talepkar. Tiksiniyorum. Bana da ikram ediyor sonra. "Teşekkür ederim."
NE YAPIYORUM BEN? "Buralara hiç geldin mi?" yol dümdüz. Yılan gibi. Bir çöp tenekesi parlıyor. Kimsesiz. Hava yağmurdan sonraki orospu. İşte hayat bu diyorum, bu an. Bu dakika. "Evet gelmiştim." 

O GÜN BENİ NEDEN SAVUNMADIN?! O gün neden beni yalnız bıraktın!? Hiçbirinize güvenmiyorum!?

Mavi, sesi kısık, "yanıma yaklaş" diyor. Ter kokusu burnumu deliyor. Yine de tiksinmiyorum. "HDP Binasını taşlamışlar" Araba sola dönüyor. Midem bulanıyor bir an. Behçet Çelik elimde. "Hani amasya'da olmazdı böyle?"," Çok ölü var, çok kan?, Sen de dikkatli ol." Gülüyorum. Bir zamanlar küçümsenen çocuğa dikkatli ol diyen bu adamı duysa Yakup, kesin gurur duyardı benle? 
"Haklılar" diyorum, "Fatura sadece HDP'ye kesilmemeli ama." 
Neyse ben ineyim. 
                                   Kurtar halkımı ey Musa?

Küçükken yazar olmak isterdim. Zorunlu yazmaktan değil, gerçekten istediğim için yazmak isterdim. Şimdi duramıyorum. Yazar olamadım. Kimsenin okumadığı blogtayım. Anlatmasam öleceğim sanki. 

                                Bir organ nakli gibi sevmiştim seni.

Musluk tıkanıklığı gibi kaldım buralarda. Lavabo açıcı gerek. İçimi delsin. Akıtsın iyice. İyicene. Hiçbirşeye hiçbir düşünceye körü körüne bağlanmadım ki ben. Mavi'nin korkusu yersiz. Yakup'a bağlandım sadece. İngilizce çalışsaydım mesela. 

Yusuf burada olsaydı, bana kızardı. Ya da susardı. Susarak bir şey öğretenlerden, birleştirenlerden o. Geçen hastaneye bir adam geldi. "Yusuf burda mı". "Yok tayini çıktı" dedim. Gitti. "Hadi ya, Yusuf bana yardım ederdi" topallayarak gitti. Farkedemedim topalladığını. 
               
             Katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşta sevmiştim seni.

Ayşe hoca'yı görmeden intihar etmeyeceğim.

                                  



6 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. günden güne hı, yakında görüşeceğiz brother.

    YanıtlaSil
  3. intihar düşüncen var, peki bunun nedeni ne?

    YanıtlaSil
  4. Mesala sosyalist yazar mayakovski üçlü aşk ilişkisine (osip-liliya-mayakovski) dayanamaz kendini tabancayla vurarak intihar eder. Stefan zweig ise hitlerin idare ettiği bir dünyada yaşamak istememektedir ve karısı ile birlikte hava gazını açarak intihar eder. Bu karamsarlık onu intihara sürüklemiştir. Oysa diğer yandan hemingway bir çok kaliteli eser yazmasına prestijli ödüller almasına rağmen içindeki fırtınayı dindiremez ve av tüfeğiyle kendini vurur. Düşünebiliyor musun? Kimi son çare olarak kimi de doyumsuzluktan intihar ediyor .

    YanıtlaSil
  5. ben son ana kadar bir şeyler yapılabileceğine inanıyorum.

    YanıtlaSil
  6. deniz bazı yazılarımı siliyorum, güvenlik gerekçesiyle. O yüzden net cevap verebilmem için:
    tar.simsek@gmail.com

    YanıtlaSil