17 Mayıs 2014 Cumartesi

Yazılamamış bir Çingene Ağıdı

                                                   SOMA İŞÇİLERİNE;
           

Ayhan gelmedi. Sevişecektik. Haftasonu uzun. Yataklarımıza çıplak uzanıp sarılıacaktım ona. İhtiyacım vardı. Çok. Israrımı anlamadı. Önceden daha serttin şimdi niye bu kadar istiyorsun kız? dedi. Sustum. Birine sarılmaya istencimden katlanacaktım sana diyemedim. 
Neden Soma'ya gitmediğime kızdım, kızdım sonra birçok şeye, Sosyal Hizmet Uzmanlar Derneği denen o kendinden menkul Cehapeli Dernek başkanına maillerime cevap vermediğine kızdım. Halbuki Gezi'de dernek ofisini beklemek için ne de çok arardı. İğreniyorum. İkiyüzlü olmalarından. Hepsinin. Telefonda seks yapalım diyor. S.ktir ulan git dokuzyüzlü hatları ara! Kendilerine güvenlerinden. ikinci el metres yalnızlığı bu benimkisi. O derneğin çağrısıyla değil de kendim kalkıp gitseydim Soma'ya. 
O kadar kişiyi aradım ki bir haftadır. Erdal'dan başlayayım. Mülteci Kampındaki ekip başkanımız. Kızılay. Hani Türk olanından. geleyim dedim. İzin almak zor olur. Başhekime çıktım. İyi düşünmüşsün ama yazı gelmeden bir şey yapamayız, bir de sen aday memur... Basın açıklamalarına da gidemedim. Sersem gibiydim Amasya'da. Zeki'ye kaçmak istedim. Onunla basın açıklamalarına gitmek güven veriyordu hep, aday memur olsam da. biriyle tanıştım sonra. Maveraünnehir nereye dökülür? dedi. Çok konuşuyordu, sıkıldım. Solgun bir halk ayaklanmasının kalbine dedim. Sustum. 
Erdal tebrik etti beni. Çok duyarlıymışım. Kurtulmuşum. Sağlık Bakanlığı iyi gelecekmiş bana. Doktorlar bizi eziyor Erdal bey, Erdal Mülteci kampında kendisine yavşadığımın farkına varmış olmalı ki sesi seks kokuyordu, titrek ve bir incelip kısalan bir ton. Anladım. Bir gün gelebilirmiş Amasya'ya. Ararmış beni. Erdal seni bunun için aramadım ki, ama gel, gel de senin de sofrana meze olayım, senin de göbeğinin ağırlığını arkamda hissedeyim tiksineyim hemen. Sıra ben de diyerek korkutayım seni. güleyim. Sarılmak nedir bilmeden git duşunu al Erdal, sevgili başkanım iken kalkan resmiyeti duşta iyi temizle, 
Soma yandı lan! somayandılan. sormayankalmadı. 
Ne çok özledim bu hafta birilerini. Aramak istedim. Kurtarın cinnetimden beni, burcu aradı. Mülteci kampımda mutluydum ben aslında diye bir cümle kurdum. Hah! Birgül Oğuz okudum. beğenmedim. Ukalalık ettim. Hah! Yas tutacak o kadar şeyimiz oldu ki birgül, ı've got a in my mind dedi hep lana bu hafta. deneyeceğim zor olsa da dedi. 
Samsuna'a kaçtım. Otogarda tanıştığım biri arabasına attı beni. Oral istedi. İğrendim. Yaptım. Mısır satıyordu. Kokuyordu pis. Ölsem ben, 
Kör Baykuş'a başladım. Yaralar vardır diyor, yaralar. Sadık Hidayetim bu gece. Sadık Hidayet. Lana Del. ı just ride. just ride. 
Kitap tanıtımları yapacaktım ben bu bloğa. Ahmet büke'nin buluttan buluta öyküsündeki roboski simgesini anlatacaktım. 
Sonra bir taslak halinde bıraktığım hastanede karşılaştığım çingene ağıtlarını yazacaktım. Yazamadım. Başarısız bir imgeyim ben. 
Soma Halkı. Yanındayım. Soma. yan. yan.ımda. yım. 
Kelimelerim bir daha düğüm düğüm olmasın. bir daha bu kadar kenetlenmeyeyim acıya. 
Bu ülkenin vicdanı nehirlere, iş makinelerine akmasın. 
Sinan. uzun konuştuk
 Hasan bir de. konuşacağım. 
Özge mail attı. biliyordum. Hissetti beni. 
Tuba aramadı. Erkeğiyle yine başı dertte. Şimdi soma dışında düşünebiliyorsun başka bir şey diyeceğim ona. konuştuğumuzda.
 Münevver. Kurul toplantısındaki iğrençliklerden bahsetti. Her yerdeler. biliyorsun dedim. Yeni bir şey değil. 
Erdem dönmedi daha ruh sağlığı merkezi'ne. Nadide bile kötüydü. 
Burcu. Kaçtı. Tatile çıktı. 
Ya ben. ben. ben. 
Döşeğimde ölürken'i beğenmemiştim. Faulkner'indi. Haksızlık etmişim sana, neden şimdi başyapıt bir eser dediklerini anladım. 
Germinal'i söylemiyorum bile. 

Benim annem bir balık!
                          Döşeğimde Ölürken.


İyi bok yedin Türkiye! 




2 yorum:

  1. hani derlerdi ya işçisin sen işçi kal!! o dönemden bu zamana ne değişti ki?

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, mesajınızı yeni gördü, kullanmayı yeni öğrendim, ki bunu bir önceki yazımda belirtmiştim. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim öncelikle. Üstelik gece okumuşsunuz. Sevindim.
    Evet haklısınız ne değişti ki? Ama bir gün dünya işçi sınıfına hak ettiği değeri verecek!
    Sevgiler.

    YanıtlaSil