Dayanılmaz olmuştu, yazmam gerekti, ülkenin gündemi, gündelik ve iş hayatının çetrefilli labirentlerinde içimden çok konuşunca dedim yazayım bari. Sinan'ı aradım. Blog aç bana. pek anlamam bilgisayar işlerinden. bu blogu benle sinan kullanacağız. Öyle karar verdik. bütün sarsıntılarımızı yazmayı karar kıldık. Ne gerek vardı günlük de yazabilirdin hem sen zaten pek anlamazsın blog mlog işlerinden daha önce denemiştin olmamamıştı tutturamadın kaçtın buradan da kaçma birileri okumalı ama yazdıklarımı okumalı mı? niye ki? sen ne kadar okuyorsun ki? yazmak istedim sebebi bu! bıkmıştım etrafımı saran duvarlardan, ruhumda sürekli delik bırakan insanlardan, ailemden - bu konu daha sonra gelmedik biz o konuya hocam!- sinan var allahtan, tamam oğlum dedi uykulu. hep uykuluydu o. bir merhaba yazısı bu! kime? okuyucuya? ey sevgili okuyucu! ben buradayım...metnin başlangıcından anlamışsınızdır nasıl yazacağımı, bilinç akımını sevdim, onu kullanacağım haber ola, nerede yazacağım, her yerde, internet cafelerde - çünkü halen bilgisayarım yok - kampta - çünkü çalışıyorum mülteci kampında- o konu daha sonra - evde, bazen kağıda yazıp buraya aktaracağım, bazen de arkadaşlarımın bilgisayarlarını ödünç alıp yazacağım, bazen de yazmam belki, bırak dağınık kalsın,
bir şeylerde paylaşırım, entellektüel sohbetlerde ederiz efem, bu ara pek film izleyemesem de izlediklerimi aktarırım ufaktan, ya da aktarmam, sinema dergileri var, gidin oradan okuyun, konser, tiyaro,...
bazen tema seçip onun adına yazarım, misal yoksulluk, bazen sadece bir kişiye, mektup bazen, bazen öykü yazacağım buraya, gazete haberi, link, sinanı bilmiyorum,
güzel başlangıç oldu mu bilmem, beğenmediklerimi silebiliyoruz umarım, sinana sormalıyım, yine uykudayken ararım onu beğenmediklerimi silerim,
bundan sonra tek gayem; yazmak, sevgili okur, ve tarık bundan sonra sadece bunun için yaşayacak,
beğenseniz de beğenmeseniz de,, çünkü dünyada çok fazla acı var ve benim intihar etme lüksüm yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder