17 Haziran 2017 Cumartesi

Alper'den Dilaver'e Saf Sevgi


   
    Geceye "Alper"den, "Dilaver"'e geçtik. Gerçek ismini öğrenmem, beni cüzdanını çalmak ile suçlayıp, "vala ya ben çalmadım, senin paranı ne yapayım, parasız çalışıyorum ben" diyerek yere bakarken, düşürdüğü yerde gördüm, küçük kahverengi noktayı. "Al bak orada!" dedim. Sarhoştu, eğilemedi, ben o an alırken, sürücü belgesini gördüm, hafif çıkık. Dilaver. Verdim eline. Rahatladı. Kırılmıştım. Kapıya yöneldim, "nereye?" dedi. "Eve." Keçiören'den Kurtuluş, taksi çok yazardı. Cebimde para vardı yine de. Geceydi. "Gel tamam, yani beni anlaman gerek". Sarhoştan empati dersleri. "Siktir lan oradan" demedim. Korktum. İnsanlar sorardı, korkmuyor musun diye? Risk hayatımız, onun için de benim için de. Bize geceleri, barları, tuvaletleri, kapalı odaları bıraktığınız için güvensiz ve risk hayat. "Sen ile sevişmeyeceğim" deyip, koltuğa kıvrıldım. Yanıma geldi. Evi inanılmazdı ayının. ve ona rağmen cebindeki birkaç kuruşunda. Gözleri çok güzeldi. Derinden ve odunsu. Katık. Porno filmi çevirdik. Dayanamadım orospu. Yanında uyuyamadım, yanında uyuyamadığım erkekler listesine bir yenisini ekledim. Horluyordu. Koltuğa çıplak uzandım. Battaniye vardı neyse ki. Canım bir şeyler okumak istedi, kırsalda tıp okuyan gay'i okudum. Yazdığı heriften beter bir ayı ile olduğumu bilse, "seni aşağılık twinky, senin gibiler yüzünden bu adamlar palazlanıyor" derdi. Hamide artık demiyor, öğrendi. Aktif ama gay değil. Kerimcan Durmaz ile ilgili yazısını okudum. Enfes. İntihar edersem, kırsala mail atmayı düşledim. Melankolik. 
   Koltuğa yığılmış iken, herif yine geldi. Sikmek istedi. "Yok" dedim. Korunmasızdık yeterince. Kondomdünya. Yanıma oturup sigara yaktı. "İyi miydi?" dedi, ben bu erkeklik yaşlandıkça azalır sandımdı, öğrenci iken , parlak bir ibne iken işte, çok duyduğum bu "iyi miydi?" lafını artık duymam sanırdım. Sevindim. Güldüm. "Neye göre?" dedim. Şimdi bu adamı öldürüp, kapıyı çekip çıksam beni bulurlar mıydı? Boşanmak üzere olduğu karısı da sevinirdi herhalde yaptığıma. Küçük koltuğa uzandı, arkadan sarıldı. "Dilaver" dedim. İsmini "Alper" dediğini anımsadı, diklendi, "Dilaver, annem derdi, gerçek ismim Oktay, herkes Oktay der" Dedi. Sarıldı. "Senin gerçek ismin ne?" dedi. Halbuki ismimi söylemiştim, büyü bozulmasın, Yusuf'a anma olsun diye, "Yusuf" dedim. 
   Sikmeye kalktı yine. Durdurdum. DUR, önümü dönüp sarıldım, sıkı sıkı. Şşşş yaptım, sakin ol kovboy, kulağına dilaver diye fısıldadım. Bu sefer değil dedim, bu sefer sadece sarılacağız,,, 
   Dinledi. Müzik yoktu. İyi güzel kadınlar hep ağlar açtım telefondan. Sarılmış halde dinledik. 
   Sigara yaktım. Oturdum. Sabaha kesiyordu gün. "Yaşadığın şu hayatın kıymetini bil lan" dedim. Biliyordu, demagojistliğim tuttu. "Karım beni terk etti," diye başladı o da söze. 
   Karısı çok alkol alıyor diye bırakmış, zaten çok paragözmüş, anadolu kadını değilmiş,,, 
  
    Bitti. 

Bu her zamankinden hallice adamlardan adamı neden anlattım? O an o sabaha kesen tandan şunu fark ettim, aslında biz ne olursak olalım, "saf sevgi"ye muhtacız. O saf sevgi bize biçilen alanlarda bulunursa işte böyle sikiş değil sadece sabaha kesen sohbet çıkıyor, annesini hatırlatıyor insana, karısını, bir şarkı üstelik sevmediği tarz belki de, samimi bir şey oluşuyor sanki, 

Ondandır Seçin ile anlaşamayıp, hala LGBTİ derneği'ne desteğim, ondandır Kinem gelmedi diye suçlamam konuşmamam, ondandır Diren'i sevmem, Ondandır Eren'in bulaşıklarını yıkamam, Ondandır İngilizce. 

Bugün beni Aspava'ya götürdü ve ben travmalar ile örülü vücudum, Aspava'ya giremeyen ben, gittim onla. Kavga bile ettik, Aspava'nın acısını çıkarttık geçmişimden. Ona geçmişimde "hırsız" olduğumu ama kendisinden bir şey çalmayacağımı iletince, sevmediğim , kaderim olan cümleyi söyledi: Sen iyi bir insansın, biliyorum. 

Çay soğuk diye kızdık. Karısı nedeni ile uzaklaştırma almış. Biraz konuştum, kadın hakları felan. Dışarda bir de kahve içtik. Bana bir ara "hayatım" dedi. 

 O saf sevginin kimden geleceği belli olmuyor, gelirse cinsiyeti ne olursa olsun insandır kabul ediyor, içine alıyor, sarmalıyor, bırakası gelmiyor. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder